Derdi büyük bir kitap! ERKEKLERDEN KORKUYORUM

Derdi büyük bir kitap! ERKEKLERDEN KORKUYORUM

Anlatılan hikayelerde ötekinden çok kendinizi bulacağınız, hem yaşadığınız hem yaşattığınız toplumsal korkularla yüzleşeceğiniz, bilerek ya da bilmeden ötekileştirdiğiniz insanların korkularında sizin de payınız olduğunu fark ettiren ‘Erkeklerden Korkuyorum.’ isimli kitap İspanyolca, Korece ve Fransızcadan sonra, Türkçeye de çevrildi. Trans performans sanatçısı ve yazar Vivek Shraya’nın, 77 sayfaya bir çok deneyimi, duyguyu ve dersi sığdırdığı kitabı, Güldünya Yayınları’ndan çıktı. 
Anlatılan hikayelerde ötekinden çok kendinizi bulacağınız, hem yaşadığınız hem yaşattığınız toplumsal korkularla yüzleşeceğiniz, cinsiyet ya da cinsel kimliğinden ve geçmişinden dolayı bilerek ya da bilmeyerek ötekileştirdiğiniz insanların korkularında sizin de payınız olduğunu fark ettiren ‘Erkeklerden Korkuyorum.’ isimli kitap İspanyolca, Korece ve Fransızcadan sonra, Türkçeye de çevrildi. Hint asıllı, Kanadalı trans performans sanatçısı ve yazar Vivek Shraya‘nın, 77 sayfaya bir çok deneyimi, duyguyu ve dersi sığdırdığı kitabı, Güldünya Yayınları’ndan çıktı. Shraya’nın erkekliğin ona bir erkek olarak nasıl dayatıldığını, bir kız olarak onu nasıl rahatsız etmeye devam ettiğini ve cinsiyeti 21. yüzyıl için nasıl yeniden hayal edebileceğimizi aktardığı bu dopdolu anlatı Emek Ergun çevirisiyle yayınlandı.
SEN VE BEN
Hem cinsiyet ve cinselliğe dair kaygılarla korkuların ne kadar derinimize işlediğini gösteren hem de transfobiye dur deme sorumluluğunun hepimize ait olduğunu bize hatırlatan bu kıymetli kitap, ‘Sen’ ve ‘Ben’ olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor. Özgürlük hayaline nereden tutunacağını, onu inşa etmeye nereden başlayacağını bilmeyenler için samimiyetiyle, cesaretiyle ve yalınlığıyla insanı çarpan bir fırsat sunan Vivek Shraya, kitaba adını veren korkuyu ise şöyle açıklıyor: “Erkeklerden korkuyorum çünkü kız kelimesini canımı yakmak için kullandıkları bir silaha dönüştürerek onlardan korkmayı bana erkekler öğretti. Erkeklerden korkuyorum çünkü feminenliğimden nefret etmeyi ve sonunda onu yok etmeyi bana erkekler öğretti. Erkeklerden korkuyorum çünkü benliğimin sıradışı yanlarından korkmayı bana erkekler öğretti. Korkum o kadar yoğundu ki feminenliğimi reddetmenin yarattığı hasarı telafi etmek, kadınlığımı kurtarıp geri kazanmak neredeyse yirmi yılımı aldı. Şimdi bile, yani bir trans kız olarak açıldıktan sonra, hiç korkmadığım kadar çok korkuyorum. Günün başından sonuna kadar yaptığım seçimlerin birçoğunu bu korku yönetiyor.”
Toronto’da bir üniversitede on yıl boyunca homofobi ve transfobiye karşı atölyeler yürüten Vivek Shraya, erkeklere karşı duyduğu korkuyu, hem bir hayatta kalma içgüdüsü olarak bedenini koruyan, hem de aşırı kullanımdan dolayı bedenini yıpratan bir yakıta benzetiyor ve ekliyor: “Erkeklerden korkuyorum ama belli bir erkekle yaşadığım tek bir olaydan dolayı değil. Burada saydığım ve daha anlatmadığım ve hâlâ yüzleşmekte olduğum günlük deneyimlerle biriktirdiğim onca hasardan dolayı erkeklerden korkuyorum.”
RAKAMLAR ÜRKÜTÜCÜ
Trans ve cinsiyet çeşitliliği olan bireylerle topluluklara yönelik saldırılar dünya genelinde ürkütücü boyutlara ulaştı. Trans bireylerin haklarını, ihtiyaçlarını ve yaşamlarını savunmak için kurulan uluslararası sivil toplum örgütü Trans Avrupa ve Merkez Asya (TGEU / Trans Europe and Central Asia) tarafından her yıl düzenli olarak çıkartılan Trans Cinayetleri İzleme Projesi Yıllık Raporu’na göre, 1 Ekim 2022 ve 30 Eylül 2023 tarihleri arasında dünya genelinde, 321 trans ve cinsiyet çeşitliliği olan birey öldürüldü. Bu veriler, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, intihar, dışlanmayla baş edebilmek için sık sık başvurulan aşırı dozda madde kullanımı, HIV ve cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlara orantısız maruz kalma gibi nedenlerle meydana gelen ölümleri, bildirilmemiş cinayetleri ve dolaylı olarak ölümle sonuçlanan şiddet olaylarını kapsamıyor. Yani gerçek rakam aslında çok daha yüksek. Raporda transfobik şiddetin genellikle kadın düşmanlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, yoksulluk ve seks işçiliği düşmanlığıyla kesiştiği de dikkat çekiyor. Trans cinayetlerinin yüzde 94’ünü trans kadın ve feminen trans mağdurlar oluşturuyor, dünya genelinde öldürülen transların neredeyse yarısı ise seks işçisi.
Raporda yer alan ürkütücü rakamlarda Türkiye’nin de payı büyük. Erkeklerden Korkuyorum’u Türkçeye kazandıran Emek Ergun, bu değerli kitabı şu cümlelerle anlatıyor: “Beyaz olmayan trans kadınların hikâyelerini ararken karşıma çıkan ve okur okumaz çevirmeye başladığım bu ödüllü kitabın yolu, İspanyolca, Korece ve Fransızcadan sonra, Türkçede de açık olsun. Vivek Shraya, derdimize derman değilse bile ortak olsun, birlikte özgür günlere yürüdüğümüz bu yolda hepimize umut olsun, ilham versin. Sevgili Vivek, iyi ki varsın!”
Erkeklerden Korkuyorum 
Yazar: Vivek Shraya
Yayınevi: Güldünya Yayınları / Kadın Kültür ve İletişim Vakfı İktisadi İşletmesi
1. Baskı: 2024, İstanbul
Çeviri: Emek Ergun
Yayına Hazırlayan: Beyhan Demir
Son Okuma: Ayşe Düzkan
Kapak Uygulama ve Mizanpaj: Minife Yıldızhan
Matbaa: Berdan Matbaacılık
Sayfa Sayısı: 77
Ebat: 15,3×23,4 cm
Vivek Shraya Kimdir?: Kanadalı çok yönlü bir sanatçı olan Vivek Shraya, müzik, edebiyat, görsel sanatlar, tiyatro, film ve moda gibi birçok alanda önemli çalışmalara imza attı. Yenilikçi ve sınırları zorlayan anlatım tarzı ve özgüvenli ifadesiyle tanınan trans sanatçı, 1981 doğumlu, Hint Kökenli bir Kanadalı. LGBTQ+ topluluğu için önemli bir rol model olan Vivek, yaptığı çalışmalarla toplumsal cinsiyet, kimlik ve eşitlik konularında farkındalık yaratmaya devam ediyor. En çok satan kitabı “I’m Afraid of Men.” (Erkeklerden Korkuyorum.), prestijli moda, politika ve kültür dergisi Vanity Fair tarafından “Kültürel roket yakıtı” olarak övgüyle karşılandı. Shraya, bugüne kadar pek çok ödüle layık görüldü. CBC Arts tarafından Geleceğin Büyük Kanadalı Film Yapımcısı olarak kabul edilen sanatçı, yedi kez Lambda Edebiyat Ödülü finalisti oldu.
Emek Ergun Kimdir?: Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nde tamamlayan Emek Ergun, daha sonra ABD’de Kadın Araştırmaları alanında yüksek lisans yaptı. 2015 yılında Maryland University Baltimore County’de (UMBC), “Language, Literacy and Culture” adlı disiplinerarası programda doktorasını tamamladı. Şu anda North Carolina University, Charlotte (UNC Charlotte) Kadın Araştırmaları Bölümü ve Global Araştırmalar Bölümü’nde doçent olarak çalışıyor, çeviriler yapmaya devam ediyor ve araştırmalarında ulusötesi feminist yapılanmalar üzerine yoğunlaşıyor. Emek Ergun, aynı zamanda Feminist Translation Studies (Routledge 2017) ve Feminist Theory Reader (Routledge 2020) kitaplarının editörlerindendir ve Bekâretin ‘El Değmemiş’ Tarihi (Hanne Blank, İletişim) ve Yakın (Octavia Butler, İthaki) adlı kitapların çevirmenidir.
Güldünya Yayınlar: Nisan 2014’te kurulan yayınevi adını, 2004 yılında, iki ağabeyi tarafından sokak ortasında vurulduktan sonra kaldırıldığı hastanede yine ağabeyleri tarafından öldürülen Güldünya Tören’den aldı. Güldünya Yayınları, feminist teori ve politika kitaplarının yanı sıra dünyanın dört bir yanından kadın hareketi, farklı feminist örgütlenme deneyimleri, kadın biyografileriyle tanıklık derlemeleri, kadın edebiyatçıların eserleri, kadın sanatçılar tarafından ya da onlar üzerine hazırlanmış kitapları yayınlıyor.