Barış için savaş mümkün mü? - Milliyet

Barış için savaş mümkün mü? – Milliyet

Tolga Akyıldız – Milliyet (25.08.2014)

Bir kadın düşünün; 80 yaşında. Hindistan’dan Çin’e kadar yolculuk yapmış bir Budizm okulunun öğrencisi.

Çok âşık olduğu bir adam vardı.
O adam, tüm dünyanın hayran olduğu bir müzisyendi.
Sadece İngiliz müziği değil, dünyanın en güzel şarkılarını yaptı arkadaşlarıyla.
O adam, bu kadınla bir sergide karşılaştı. Birbirlerinden etkilendiler. Aşkları da öyle büyüdü, serpildi. Kadın da adam da gerçek birer sanatçıydı.
Bir gün kadının aşık olduğu adamı öldürdüler. Kadının dünyası şaştı. Ama aşkı bâki kaldı.
Ben de bir gün yazdığı güzel şeylerin peşine takılıp Twitter’dan takibe aldım onu. Baktım o da beni takip etmeye başladı.
Tam, “ne kadar özel biriyim” diye düşünecekken; onu takip eden herkesi takip ettiğini gördüm.
Kadında böyle bir insan sevgisi vardı. Ben değil, o özel biriydi.
Kadın; Yoko Ono.
Sevdiceği; John Lennon.
Bir kadın düşünün 80 yaşında; hâlâ bu dünyanın içinde iyi şeyler bulmak için didiniyor ve inanıyor.
Bir vakit bir blog açmıştı.
Çok naif ama kalpten vuran çizimlerinin yanına bazı cümleler yazıyordu. Sonrasında onlar; ‘Meşe Palamudu’ adında bir kitaba döndü ve Güldünya Yayınları’ndan çıktı. Güldünya Tören’i; akrabasının tecavüzüne uğrayıp hamile kaldığı için aile kararıyla öldürülen ve töre cinayetlerinin simgesi olmuş o güzel kadını da anmış oluyor bu şekilde yayınevi varlığıyla ve a10

Yoko Ono adına…

 

Okursanız, hem kendi iç dünyanıza dair ferahlıklar hem de bir kavramsal sanatçının çizimleriyle verdiği mesajları bulursunuz.
‘Meşe Palamudu’ adı nereden geliyor? John Lennon ve Yoko Ono; bir gün İngiltere’de Coventry Katedrali’nin bahçesine bir meşe palamudu tohumu ekerler. Adını ‘barış’ koyarlar.
Sonra da bir çok ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına mektupla aynı tohumdan yollarlar.
Dünyayı romantikler değiştirmiyor mu? Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı hiç ciddiye almamış mesela… Şimdiki ‘lider’ Bay Netanyahu da almazdı, sanmıyorum.
Yoko Ono, sevdiği adamı kaybetti. Hiroşima, Nagazaki bombalanırken 2. Dünya Savaşı yıllarında Japonya’daydı. Barıştan söz etmek için savaş görmeye gerek yok.
Sanki bütün mesele de bu. İnsansak eğer, o savaş ateşi düştüğü yeri değil, kalbimizi yakmalı.